Kabul ediyorum, Ege çok çok zor bir çocuk değil. Ama kesinlikle kolay bir çocuk da değil. Hiçbir zaman olmadı, şahitlerim var :) Uyutmak da zor oldu mesela, ama kesinlikle uykusuz bir çocuk da olmadı. Yani ben bir yattım mı oh 3-4 saat kesintisiz uyku uyuyamadım ya da yatağına koyduğum gibi kendi kendine uyumadı, bazı annelerin anlattığı gibi. Ama sabahlara kadar hiç uykusuz geçirdiğim kabus geceler de bir elin parmaklarını geçmez (hastalık zamanları hariç). Ne öyle ne böyle bir çocuk anlayacağınız.
26 Ekim 2015 Pazartesi
22 Ekim 2015 Perşembe
Evde Sağlıklı Yaşam
Ben, sağlıklı yaşama kurallarını benimsemiş ve her zaman evinde mutfağında buna dikkat eden bir ailede büyüdüm. Bizim evimizde katı yağ hemen hemen hiç yenmezdi, kızartma çok az yapılırdı, yemeklerin yanına mutlaka salata-cacık-yoğurttan biri konulurdu, sebze ve et dengesine dikkat edilir, mevsim sebzeleri yenmeye özen gösterilirdi.
20 Ekim 2015 Salı
Atma Vurma Sendromu
Bizim evde arabalar böyle sürülüyor. |
Son zamanlarda hayat bizim için, "Ege dur, Ege yapma, Ege atmak yok, Ege anneye vurmak yok, Ege kimseye vurmak yok, vurmak kötü, atmak yoook!...." şeklinde geçiyor. Eline ne geçerse son gücüyle nereye geleceğine hiç bakmadan fırlatıyor. Biz engelleyebilmişsek veya atılan nesneyi havada yakalayabilmişsek derin bir oh çekiyoruz. Yoksa neresi kırılacak acaba diye bekliyoruz, ki bu bekleme uzun sürmüyor :)
13 Ekim 2015 Salı
Sadece İnsan
Bir süredir yazamıyorum. Sonbaharla birlikte hayatımıza uğrayan negatif hava, benim yazma performansımı da etkiledi elbette. Önce “hiç-bir-şey-yapmak-istememe” sendromuna yakalandım. Blog yazmak için bile vakit bulamadım. Vakit bulamamak derken, elbette en yoğun insanın bile, hiç değilse haftada bir gün yarım saat vakti olabilir. Ama yazı yazmak salt elleri klavyede dolandırmak değil. Sakin olmalı insan, başka düşüncelerden arınabilmeli ve yazmak istediği konuya yoğunlaşabilmeli. Bunun için enerji bulabilmeli. İşte o yoğunlaşma olmayınca, yazı da olmuyor. Oysa hayat akıyor ve Ege büyüyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)